Blog,  Kültür-Sanat,  Yazılar

Etekler ve Pantolonlar

“Eketler ve Pantolonlar” Ankara’da //

Enfes bir komedi seyretmek istiyorsanız mutlaka bu oyunu takip edin, şehrinize geldiğinde hemen bilet alın derim! Sizler için seyrettim, sizler için kulisi bastım, sizler için yorumlarımı yazdım. Mine Artu’nun yazdığı, Serkan Budak’ın yönettiği Etekler ve Pantolonlar, kadın erkek ilişkilerine son yıllarda alışılagelen şekilde sert feminizm penceresinden bakmak yerine, geniş açıdan, objektif biçimde inceliyor. Sahnede Nurseli İdiz, Nergis Kumbasar ve Kimya Gökçe Aytaç seyirci ile buluşuyor (Gereksiz Not: Kimya ismini ilk kez duydum). 

Usta Sanatçıların Performansı Parmak Isırttı!

Nurseli İdiz hasta olmasına rağmen seyirciye hiç hissettirmedi. Sahnede geçirdiği öksürük nöbetlerini bile oyuna çok güzel yerleştirdi ve doğal durmasını sağladı. Nergis Kumbasar’ın enerjisi ve her ikisinin de usta oyunculuğu göz kamaştırıcı, yürek ısıtıcıydı. Kimya Gökçe Aytaç’a gelince, genç yetenek sahneye çok yakışmış. İki usta oyuncu ile öyle ahenk içinde oyununu serdiledi ki, bence izleyen herkesi kendine hayran bıraktı. Oyuncu performanslarını şu şekilde de değerlendirmek gerek; oyunda sürekli sahne, dekor ve kostüm değişikliği oluyor. Sahneler arasındaki geçiş süresi çok kısa olduğu için tempo çok yüksek. Gelin görün ki bu üç güzel kadının bir an bile yüzüne yorgunluk yansımadı. Tekrar edeyim, Nurseli İdiz ciddi boyutta hastaydı, ona rağmen müthişti. 

Metin, Dekor ve Teknik

Dekora çok özenmişlerdi. Her farklı sahnede ambiyansı yansıtmak için bence poster ya da slayt kullanarak da geçiştirebilirlerdi, fakat her sahne için mobilyalar değiştirildi. Bir sahnede tablo duvara azıcık yamuk asılmıştı; Nurseli İdiz sahneye giriş yaptığı an kibarca, profesyonelce ve egosuzca hemen eliyle düzeltti… Metin ilk başlarda biraz sıkacak gibi olsa da ilerleyen dakikalarda daha akıcı hale geliyor. Espriler çok yerinde. Ses ve ışık gayet iyiydi. Kostümler de çok iyiydi. Her detaya özenmişlerdi. Turne oyunu olmasına rağmen hiç bir yükten kaçınmamışlardı. Emin olmamakla birlikte oyundaki dış sesin Bedia Ener olduğunu düşündüm; o da sesiyle katkı sağlamıştı.

Kuliste Tevazu

Oyun bittikten sonra seyircilerin bazıları kulise akın etti tabi ki. Bu kadar yüksek tempolu bir oyun sonrasında bile üç başarılı sanatçı kimseyi geri çevirmediler ve fotoğraf çekilmek için beklediler. Ben de hem kendim hem de siz değerli okurlarım için kulise uğradım. Çok sohbet edemedik ama en azından okurlarımız için bir şey söylemek isteyip istemediklerini sordum, siz gerçek düşüncelerinizi yazın, bizi de etiketleyin yeter dediler. 

Ben oldum olası Nurseli İdiz’i çok severim. Hatta seneler evvel ATV’de bir program toplantısı sırasında kendi duygu durumumu “Nurseli İdiz Sendromu” diye anlatmıştım. Ne anlama geldiğini Nurseli İdiz ile ropörtaj yaparsam detaylı anlatırım bir gün…

Sonuç olarak emeği geçen herkesin eline emeğine sağlık. 

Sevgiler…

Göksel Aksel

Bir cevap yazın