Göksel’den Hashtag: #OytunErbaş #FakirlikÖvgüsü
Şüphesiz ki bu haftanın en çok konuşulan iki hashtag’i vardı, birisi Asgari Ücret, diğeri ise Oytun Erbaş… Sivri dilim ve keskin kalemimi daha fazla tutamadım, patlattım bir Göksel’den Hashtag!
Asgari ücret yüzde 30 zam ile net 22.104 TL olarak açıklandı. Yapılacak çok yorum var ama böyle durumlarda hep aklıma şu söz gelir; “kurbağa demiş ki neler söyleyeceğim de ağzım su dolu konuşamıyorum”. Asgari ücretin hali ve ülkemizdeki fakirliğin hızla artması gerçekten çok üzücü. Öte yandan daha üzücü bir şey varsa, o da bazı tanınmış isimlerin asgari ücret ya da yaşanan yoksulluk hakkında sarf ettiği cümleler…
“Gerekirse Simit Yiyeceğiz”
Türk Sineması emekçisi ve şarkıcı sayın Hülya Avşarı’ın ekonomik koşullar hakkında 2021 yılında yaptığı yorumu hatırladınız mı? “Gerekirse simit yiyeceğiz, bu günleri atlatacağız” demişti. Ayrıca Avşar kızının “Çok fazla zenginliğin insana zarar verdiğini düşünüyorum. Ailen ve yaşayabildiğin kadar paran olması yeterli, mutluluk budur” ifadesini de unutmak ne mümkün? Avşar kızından 4 yıl sonra Oytun Erbaş’ın fakirlik övgüsü dolu açıklaması gündeme oturdu.
Son aylarda sosyal medyada yaptığı açıklamalarla ün salan bir hekim var, Oytun Erbaş. Biraz hakkında araştırma yapınca Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın NTV Haber web sitesinde öyle güzel bir özgeçmişini buldum ki, okurken gözlerim yaşardı. E tabi devir PR devri, ben de kendimi kendi web sitemde ballandıra ballandıra anlatıyorum. Daha ünlü olduğum geçmiş dönemlerde gazeteci arkadaşlarım da beni pek çok överlerdi. O yüzden Oytun Hoca’nın tanıtımlarındaki detaylı anlatımı abartı bulmuyorum. Kendisi bir Tıp Doktoru, Profesör. Hürriyet’in 2020 tarihli bir haberine göre de Oytun Hoca TUS’ta 7 kez derece yapmış ve ilk 10’a girmiş. Burada aklıma gelen bir soru şu oldu, neden bir insan 7 kez TUS’a girer? Zaten ilk 10’a girmişsin, neden tekrar tekrar giriyorsun, anlamadım doğrusu…
“Hayatımda Hiç Kitap Okumadım”
Geçtiğimiz günlerde Müge Anlı’nın programındaki yorumcu kimliği ile tanıdığımız Prof. Dr. Arif Verimli ile de polemiğe girmişti. Oytun Erbaş katıldığı bir programda, “hayatımda hiç kitap okumadım” açıklamasında bulunmuş, Arif Verimli de, “O kadar belli ki” diye cevap vermişti. Ardından Oytun Hoca, “ben pazarlarda çalışarak Tıp Fakültesi okudum” ifadelerini kullanarak bana göre ajitasyon yollu bir açıklamada bulunmuştu. Test kitaplarını ezberlercesine, sırf derece yapmak için 7 kere TUS’a girip, sırf nam salmak için irili ufaklı yüzlerce makale yazmak yerine, dünya klasiklerinden, Türk edebiyatının nadide eserlerinden de okusaymış iyi olabilirmiş bence. Zira roman okumanın zihinsel ve ruhsal gelişime sayısız faydası olduğu biliniyor. Zaten rafine, niş, kendine has, elit okuyucu kitlem (canım sizler) bilir ki, ben her zaman kitap okumanın öneminden bahsederim, ve mutlaka herkesin kitap okumasını tavsiye ederim.
“Fakir Hayat Sağlıklı Hayat”
Gelgelelim asgari ücret açıklandı. Oytun Hocamız’ın asgari ücret yorumu şu şekilde olmuş;
“Bakın asgari ücret elli de olsa elli verin yine elli harcar insanlar. Yüz verin yüz harcarlar. Bunun sonu yok ki. Ben her zaman söylerim. Fakir hayat en sağlıklı hayat.”
Bu fakirliği övme modası nereden çıktı sahi? Artık ne gibi localara yakınlık gösteriliyorsa, arkalarında hangi güçler varsa bazı isimler çıkıp fakirliği savunur oldu. Aleme verir talkımı kendi yutar salkımı misali, fakirliği savunanlar pek bir lüks içinde yaşıyor, önlerine gelen kırmızı eti löp löp gömüyorlar. Mesela Oytun Erbaş’ın Cağ Kebabı tanıtımındaki videosunu gördünüz mü? Aman fakirlik sağlıklıdır, etteki proteinle fasulyedeki aynıdır gibi söylemlerde bulunan birinin Cağ kebabını bu kadar övmesi? Videoyu linkledim. Tabi marka adı geçtiği için #reklam.
“Sosyal Medyayı Bıraksın”
Bu açıklamalardan ve çelişkilerden sonra benim Oytun Hocam’a önerim özellikle erken Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını, biraz Rus edebiyatını, biraz Alman edebiyatını; Reşat Nuri’yi, Sait Faik’i, Aytmatov’u okumasıdır. Kitap okumak empatiyi geliştirir. Kitap okumak vizyonu geliştirir. Hem madem ki “Fakir hayat en sağlıklı hayat”, kendisi sosyal medyadan geri çekilsin, sponsorlu içeriklerde yer almasın, sessiz sakin köşesinde hekimlik yapsın, öyle değil mi?
Sonuç olarak, bu hayatta omurga sahibi olmak önemlidir değerli dostlar, dik durun.
Sevgiler…
Göksel Aksel