Göksel’den Hashtag #KatilKöpekler ve #DeliSorular
Bugün gündeme bomba gibi düşen olaylardan biri Banu Parlak isimli bir kadının köpeği olduğu iddia edilen alabai cinsi köpeğin site sakinlerinden başka birinin küçük ırk köpeğine saldırarak öldürmesi hadisesi idi. Bu olayda kim haklı, kim haksız?
Haberin videosunu gördüğümde çok üzüldüm. Videodan yola çıkarak, saldıran köpeğin sahibinin suçlu olduğunu düşünüyorum. Devasa bir köpek tasmasız dışarı çıkarılmaz. Ayrıca bir köpeği nasıl yetiştirirseniz, karakteri ve huyu o şekilde gelişir. O köpek neden bu kadar saldırgan yetiştirilmiş? Köpeğin fiili ehliyeti yok tabi ki, o bir hayvan; onu besleyen, saldırgan yetiştiren, gerekli önlemleri almayan sahipleri bu olaydan sorumlu bence. Köpekleri ölen, hem de can çekişerek ölen ikiz kardeşler için çok üzüldüm. Röportajlarını izlerken ben de onlarla ağladım… Mahkemeye intikal etmiş bir olay hakkında çok da yorum yapmak doğru olmaz diye düşünüyorum. Öte yandan umarım bu dava süresince aklı selim bir insan çıkar da, o köpeği neden besliyorsunuz diye sorar. Olayda bir diğer köpeği öldüren alabai (alabay) cinsi köpeklerin Orta Asya Çoban köpeği olduğu söyleniyor. İstanbul’da bir insan neden çoban köpeği besler? Böyle mantıklı sorular sorulursa bence dava kolay ve adil şekilde sonuçlanır.
Tarih boyunca insanlar hayvanları evcilleştirmiş, hayatın içerisinde ortaklık kurarak, yardımlaşarak yaşamışlardır. Günümüzde en çok beslenen evcil hayvanların başında kedi ve köpekler geliyor. İnsanlar avlanırken av köpeğine ihtiyaç duymuş, evcilleştirmişler. 2024 yılında, metropol hayatında kimse avlanmıyor diye düşünüyorum. Bir diğer örnek de çoban köpekleri. Besicilik yapan insanlar hayvanlarını diğer yırtıcılardan korumak için çoban köpeklerini yetiştirmişler. Yine 2024 yılında, metropol hayatında kimse besicilik yapmıyor fikrindeyim. Bu durumda sizce bu devasa köpekleri insanlar hala neden besliyorlar? Bir insanın “saldırgan” bir köpek beslemesindeki amaç ne olabilir? Bu nasıl psikolojik bir durumdur ki insanlar bu hayvanları besleme ihtiyacı duyuyorlar?
Bizim yaşadığımız sitede de evler müstakil, bazı komşuların köpeği var haliyle. Fakat bazıları çok uysal hayvanlar iken, bazıları yasaklı ırk statüsüne giren saldırgan köpekler. Sabahları ben işe giderken iki komşunun köpeklerini gezdirdiklerine rastlıyorum. Biri doberman, diğeri de dogo ırkı sanıyorum. Her karşılaştığımızda şunu düşünüyorum, bu köpekler öyle devasa ve öyle güçlü ki, misal, yürüyüş yolunda yürümekte olan bir çocuğa saldırsalar, sahipleri bu köpekleri zapt edebilecek mi? Sanırım cevabı hepimiz biliyoruz.
Değerli okurlar, şayet yırtıcı, saldırgan, zehirli, insan hayatı için tehlike arz eden köpekler, sürüngenler vb haycanlar beslemek gibi bir arzunuz var ise sizden ricam lütfen bir psikiyatriste başvurun. Bence bunlar sağlıklı eğilimler değiller. Evcil hayvan demek, evin içerisinde beslemeye müsait, diğer canlılar için tehlike yaratmayan, uysal hayvan demektir. Saldırgan bir köpeği saldırgan şekilde yetiştirip, beslemek ile belinde sürekli ateşlenmeye hazır bir silah taşımak arasında pek fark göremiyorum doğrusu.
Biz evde tekir kedi besliyoruz mesela. Ev bahçeli olduğu için sinek, örümcek, böcek vs varsa avlıyor. Sesi ya da herhangi bir davranışı ile komşularımızı rahatsız etmiyor. Kulağa ne kadar normal geliyor değil mi? Bir de 2 metrekare bahçesinde devasa, saldırgan ırk köpek besleyen, ve bu köpeği saldırgan şekilde yetiştiren insanları düşünün, kulağa nasıl geliyor?
Kafamda deli sorular. Soruların hepsinin cevabı var ama öyle bir devirde yaşıyoruz ki doğruya doğru desem şimdi herkes saldırıya geçecek, “özgürlüüüük, ne istersek besleriz” diye haykırıp duracaklar. Oysa özgürlük, başkalarının özgürlüğünü kısıtladığı noktada son bulur…
Sevgiler…
Göksel Aksel