Blog,  İş Dünyası,  Yazılar

Türkiye’de Kişisel Gelişim Konusuna Eleştirel Bir Bakış

Türkiye’de kişisel gelişim, 1990’ların sonlarından itibaren dünya genelindeki trendlere paralel olarak ilgi görmeye başlamış, 2000’li yıllarla birlikte geniş kitlelere ulaşmıştır. Toplumun bireysel farkındalığa olan ilgisinin artması, kişisel gelişim sektörünün büyümesine zemin hazırlamıştır. Bu süreç, koçluk, NLP (Nöro Linguistik Programlama), mindfulness, meditasyon gibi kişisel gelişim tekniklerinin Türkiye’de popülerleşmesini sağlamıştır. Özellikle modern iş hayatının rekabetçi yapısı ve bireylerin başarıya ulaşma çabaları, kişisel gelişime olan ilgiyi artırmıştır.

Kişisel Gelişimin Yükselişi ve Koçluk Sektörü

Türkiye’deki kişisel gelişim alanında en dikkat çeken trendlerden biri, “koçluk” sektörünün hızla yaygınlaşması olmuştur. Koçluk, bireylerin profesyonel ve kişisel hedeflerine ulaşmalarını destekleyen bir rehberlik hizmeti olarak tanımlanır. Koçluk uygulamaları, Türkiye’de 2000’li yılların başından itibaren özellikle büyük şehirlerde ilgi görmeye başlamış, 2010’lu yıllarda ise hızla profesyonelleşmiştir. Koçluk sektörü, Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) gibi küresel standartlara sahip organizasyonlar tarafından düzenlenen sertifikasyon programları ile daha da güçlenmiştir. Bu süreçte, koçluk hizmetlerinin sunumu iş dünyası, kişisel gelişim ve liderlik konularında önemli bir destek aracı olarak görülmeye başlamıştır.

Türkiye’de koçluk, neoliberal politikaların etkisiyle şekillenen bireysel başarı ve girişimcilik odaklı bir çerçevede ele alınmaktadır. Özellikle büyük şirketlerin ve kurumsal yapıların çalışanlarına sağladığı liderlik koçluğu, kişisel gelişimin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Neoliberal ekonomi politikalarının birey üzerindeki baskıları ve artan rekabetçi ortam, koçluk gibi kişisel gelişim araçlarına duyulan ihtiyacı artırmıştır. Türkiye’de koçluğun gelişimi, “neoliberal dönüşümle” doğrudan ilişkilidir; bireyler, başarıyı elde etmek için daha fazla çaba göstermeye yöneltilmiş ve bu süreçte kişisel gelişim tekniklerinden faydalanmaya başlamışlardır.

Neoliberalizm ve Kişisel Gelişim İlişkisi

Türkiye’deki kişisel gelişim hareketi, genel olarak neoliberal politikaların etkisi altında şekillenmiştir. Neoliberalizmin bireyleri daha üretken, girişimci ve kendini sürekli geliştiren birer özne olarak görmesi, kişisel gelişim sektörünü büyüten başlıca faktörlerden biridir. Bu yaklaşıma göre, bireylerin hem iş hayatında hem de kişisel yaşamlarında başarılı olabilmeleri için sürekli olarak kendilerini yenilemeleri ve geliştirmeleri beklenir. Bu beklentiler doğrultusunda Türkiye’deki kişisel gelişim sektörü, bireylerin kendini gerçekleştirme, özgüven kazanma ve liderlik becerileri gibi konularda gelişimlerini destekleyen programlar sunmaktadır.

Bu bağlamda, Türkiye’deki kişisel gelişim sektörü hem bireysel mutluluğun hem de profesyonel başarının anahtarını sunma iddiasındadır. Özellikle iş dünyasında kişisel gelişim tekniklerinin kullanımı, çalışanların daha verimli ve yaratıcı olmalarını sağlamayı hedefler. Bu noktada, bireylerin kendilerini keşfetmeleri ve potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmaları için koçluk, eğitim ve seminer programlarına olan talep artmıştır. Ayrıca, koçluk alanındaki büyüme, Türkiye’deki iş dünyasının global standartlara uyum sağlama çabaları ile de örtüşmektedir.

Kişisel Gelişim Programları ve Popüler Kültür

Türkiye’de kişisel gelişim sadece koçlukla sınırlı kalmamış, aynı zamanda geniş kitleler için popüler bir kültürel fenomen haline gelmiştir. Kişisel gelişim kitapları, seminerler, televizyon programları ve sosyal medya içerikleri, bu konunun daha fazla ilgi görmesini sağlamıştır. **Kişisel gelişim kitapları**, bireylerin kendilerini daha iyi tanımaları, özgüven kazanmaları ve içsel huzura erişmeleri için çeşitli stratejiler sunan rehber niteliğindedir. Türkiye’de bu tür kitaplar çok satanlar listesinde sıklıkla yer almakta ve geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmektedir.

Bununla birlikte, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, kişisel gelişim influencer’ları ve motivasyonel konuşmacılar da büyük ilgi görmektedir. YouTube, Instagram ve podcast gibi platformlar, kişisel gelişim içeriği üreten uzmanların geniş kitlelere ulaşmasını sağlamakta ve bireylerin bu konulara erişimini kolaylaştırmaktadır. Bu platformlar aracılığıyla bireyler, hem kişisel hem de profesyonel yaşamlarını daha iyi hale getirmek için çeşitli stratejiler öğrenmektedirler.

Kritik Yaklaşımlar

Türkiye’deki kişisel gelişim hareketi, her ne kadar geniş kitleler tarafından benimsenmiş olsa da, eleştirilere de konu olmaktadır. Eleştirmenler, kişisel gelişimin bireylerin üzerindeki toplumsal ve ekonomik baskıları göz ardı ettiğini ve kişisel başarıyı her şeyin önünde tutan bir anlayış sunduğunu savunmaktadır. Bu eleştiriler, özellikle neoliberalizmin birey üzerindeki etkilerini ele alan akademik çalışmalarda öne çıkmaktadır. Bu bağlamda, kişisel gelişimin bireyleri daha fazla üretken olmaya ve sürekli olarak kendini yenilemeye zorlayan bir sistemin parçası olduğu görüşü dile getirilmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye’deki kişisel gelişim sektörü, bireylerin kendilerini daha iyi tanımalarına, hedeflerine ulaşmalarına ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olan bir alan olarak büyümeye devam etmektedir. Koçluk ve kişisel gelişim programları, bireylerin hem kişisel hem de profesyonel anlamda gelişimlerini desteklemektedir. Ancak bu alanın neoliberal politikalarla olan bağlantısı ve birey üzerindeki baskıyı artırma potansiyeli, eleştirel bir gözle incelenmesi gereken önemli bir konudur. Yine de, Türkiye’deki kişisel gelişim trendleri, bireylerin kendini keşfetme ve potansiyellerini gerçekleştirme isteği doğrultusunda büyüyen bir ilgi alanı olarak varlığını sürdürmektedir.

 

Göksel AKSEL

 

Kaynak: The making of Neoriberal Subjectivity in Turkey: The Case of Coaching as a subfield of Self-Help Industry, Fikri Buber, 2022

Bir cevap yazın