Blog,  Kültür-Sanat,  Yazılar

Ankara’da İstibdat Kumpanyası Rüzgarı

Ankara’da sezon başından beri kapalı gişe oynayan İstibdat Kumpanyası isimli oyunu nihayet seyredebildim. İyisiyle kötüsüyle tüm yorumlarımı sizler için yazdım.

Oyunun künyesi ile başlayalım. Hem okullu hem de alaylı sanatçılardan oluşan ekip şu şekilde;

Yönetmen: Kadri Özcan 

Yazan: Uğur Saatçi

Dans: Deniz Alp

Müzik: Kemal Günüç

Reji Asistanı: Senem Hasret Kocabıyık

Oyuncular: Ali Mert Ak, Senem Hasret Kocabıyık, Nehir Tanrıverdi, Fatih Aynacı, Sönmez Buğra Yılmaz, Tanzer Hacıraifoğlu, Cengiz Çelik, Kayra Güngör

Uğur Saatçi tarafından yazılan İstibdat Kumpanyası, Osmanlı döneminde Abdülhamid’i tahttan indirmek için halkı galeyana getirmek isteyen Şeref Paşa’nın tiyatro oyunu tertip etmesini konu alıyor. Şeref Paşa bu planı hayata geçirmek için Fransa’dan Samuel Efendi saraya getirtiliyor. Tabi oyuncusu olmayan bir tiyatro olmaz, acilen oyuncu kadrosu kurmak gerekiyor. Şeref Paşa’nın gizli planlarının heyecanı, Samuel Efendi ve yardımcısı Matmazel’in başına gelen aksilikler, Karadenizli Zabit’in olanca Karadenizliliği, halktan toplama oyuncu kadrosunun amatörlüğü ile birleşince seyreyle gümbürtüyü… İstibdat, hak ve özgürlüklerin olmadığı, baskıcı tek adam yönetimi anlamına geliyor. Oyun metninde ve kurgusunda klasik tiyatral espiriler çok yerinde ve bir komediden beklendiği şekilde yönetimi, düzeni tatlı sert eleştiren ögeler barındırıyor. 

Sanatçı ve Performans Yorumlarım

Oyun sonrasında bir araya gelme fırsatı bulduğum değerli sanatçılara da belirttiğim gibi, bana oyun biraz düşük enerjide başladı gibi geldi. Genç sanatçı Ali Mert Ak’ın Sefer Bey performansı ile başlayan oyuna Cengiz Çelik, Mösyö Samuel rolü ile dahil oluyor ve bana göre biraz düşük ve kopuk başlayan oyun ilk beş dakikanın ardından hareketleniyor. Ben akışı anlaşılır buldum, oyun hakkında hiç fikriniz olmasa dahi olay örgüsü oldukça anlaşılır işlenmiş. Bu noktada Yönetmen Kadri Özcan’ı özellikle tebrik etmek gerek diye düşünüyorum. 

Zabit ve anlatıcı rolünde Sönmez Buğra Yılmaz’ı izliyoruz. O da ne! Zabit Karadenizli! Zabit karakterini Karadeniz aksanıyla yorumlamak Kadri Özcan’ın fikri imiş. Nasıl güzel olmuş anlatamam! Buğra’nın şivesi, doğaçlama espirileri tüm seyirciyi kahkahaya boğuyor… 

Genç sanatçılardan Senem Hasret Kocabıyık, Matmazel Karine karakterini çok tatlı yorumlamış. Mimikleri, sesi, duruşu ile karakterden bir an bile kopmuyor oyun boyunca. Matmazel ile sürekli çekişen Arsini karakteri ile seyirci karşısına çıkan Nehir Tanrıverdi’nin zarif yorumunu oldukça beğendim. Bu iki genç hanım oyun boyunca yorumlarının yanında şıklık katıyor, performansları kadar güzellikleri ile de dikkat çekiyorlar.

Recai karakterine hayat veren genç sanatçı Fatih Aynacı’nın performansından yola çıkarak “nasıl doğaçlama yapılır” isimli bir makale yazılabilir. Emprovize oynamasını beğenmiş olsam da acaba biraz fazla mı kaçmış diye düşünmedim değil. Sahnede tüm profesyonelliğini sergileyen Aynacı’nın mimik ve jestleri çok başarılı bence. Naçizane görüşüm, ekran önü oyunculuğunda da çok başarılı olacaktır.

Alaylı sanatçılardan Tanzer Hacıarifoğlu, yıllardır olduğu gibi Şeref Paşa rolü ile yine tiyatro izleyicisini kendine hayran bırakıyor. Yukarıda bahsettiğim Cengiz Çelik ise mezun sanatçılardan. Bu iki oyuncuyu özellikle tebrik etmek isterim, çünkü benim çocukluğumda öğrendiğim, gördüğüm ve sevdiğim “tiyatro oyuncusu” duruşuna sahip, çok beyefendi ve tevazu sahibi insanlar. Performanslar zaten şahaneydi. 

Genç yeteneklerden bir diğeri yakışıklılığı ile genç kızların odak noktası olan Kayra Güngör. Kayra’yı ilk gördüğüm anda bana Tansel Öngel’in gençliğini hatırlatmıştı. Ben küçüktüm, Tansel Trabzon DT’ye yeni atanmıştı. Ne çok severdim, hayranlık duyardım. Büyüdükçe küçülmeli insan derler, Tansel bence büyüdükçe büyüdü. Yolu bahtı açık olsun. Kayra şöhret kazandıkça ki bence doğru stratejiyle çok ünlü olur, umarım tevazusunu kaybetmez. İstibdat Kumpanyası’ndaki Tevfik Bey karakterini hakkıyla canlandırıyor, başarılı yorumluyor fikrindeyim.

Yönetim, Teknik ve Diğer Yorumlar 

Kadri Özcan’ın yönetimi olan bir oyunda akış sorunu olduğuna hiç rastlamadım bugüne dek, İstibdat Kumpanyası da şaşırtmadı. Akıcı, özgün bir yorum olmuş. Dekor, ses, ışık olması gerektiği gibi diye düşünüyorum. Ekstra belirtmeliyim ki genç oyuncuların kendilerini gösterme çabası yer yer biraz fazla kaçıyor hissine kapıldım. Naçizane düşüncem, belki akışı az da olsa temizlemek gerekebilir. Genel olarak ben her detayı beğendim, keyifle seyrettim…

Size tavsiyem oyun takvimini takip edin, seyredin, seyrettirin. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum…

Sevgiler.

Göksel Aksel

Bir cevap yazın