Blog,  Kültür-Sanat,  Yazılar

Sıra Dışı Bir Oyun! DIKŞIN: Büyük Şans

DIKŞIN: Büyük Şans isimli oyunu izledim. Sizler için hem performans yorumlarımı hem de metafor analizini yazdım.
Dikkat: Spoiler içerir!

Pandemi döneminde, Moda Sahne’nin çevrimiçi etkinliklerinde Babamı Kim Öldürdü isimli oyunu izlemiş ve Onur Ünsal’a tabiri caizse aşık olmuştum. Çok sevdiğim arkadaşım, sanatçı Mihrace Yeken sayesinde bu muhteşem isimle tanışma fırsatı buldum. “İyi ki varsın” dediğim insanlardan biri Onur Ünsal. Babamı Kim Öldürdü hakkında yazdığım yazıda, “Bu gencin hızla inanılmaz bir şöhrete sahip olacağını, niş ve seçkin bir hayran kitlesine ulaşacağını, entelektüel, gerçek tiyatroseverlerin gözdesi haline geleceğini” belirtmiştim. Haksız da çıkmadım. Son 5 yılda Onur, başarısına başarı kattı…

Dıkşın: Büyük Şans isimli oyunla Ankara’ya geleceklerini öğrendiğim anda hemen biletimi aldım. Prodüksiyon hakkında hiçbir ön araştırma yapmadan, tek başıma gidip oyunu izledim. Ve olanlar oldu!

🎭 Oyuncu Performansları Hakkında

Bu oyunu izleyen herkesin Onur Ünsal’a olan hayranlığına eminim yüz kat daha eklenmiştir. Emprovizasyon yeteneği, seyirciyle kurduğu interaktif bağ, çevik karar verme ve salonu yönetme becerisi, Dıkşın’ın değerine değer kattı. Onur’un sahneyi doldurma ve cazibesiyle büyüleme gibi doğuştan gelen star özellikleri var bence. Bunlara bir de aktörlük yetenekleri eklenince, ortaya muazzam bir tiyatro sanatçısı çıkıyor.

Dıkşın’da canlandırdığı Efendi karakteri, sürekli hareket hâlinde. Oyun boyunca öfke, nefret, şüphe, yer yer merhamet gibi güçlü duygular arasında hızlı geçişler yapıyor. Yüksek efor isteyen bu karakteri hakkıyla canlandırdığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Öte yandan Stan karakterini canlandıran Mehmet Tekatlı’nın performansına ne demeli? Stan daha az hareket ediyor, daha az metinle sahnede. FAKAT! İyi bir tiyatro izleyicisi bilir ki böyle karakterleri oynamak ve sürekliliği korumak çok daha zordur! Rol arkadaşınız çok canlı bir karakterle sürekli konuşuyor, seyirciden tepki alıyor ve sahnede oradan oraya koşturuyorken; sizin yapmanız gereken, Stan karakterinin endişeli, şüpheli, suçluluk dolu ruh hâlini tutarlı biçimde taşımak. Bu, tahmin edilenden çok daha zordur. Mehmet Tekatlı’yı ilk kez sahnede izledim ve Stan karakterini bu kadar yoğun bir oyunda hakkıyla yaşattığı için özellikle tebrik ediyorum.

🎭 Oyun Hakkında

Koffi Kwahulé’nin Big Shoot adlı oyunu, çağdaş tiyatronun en çarpıcı ve rahatsız edici metinlerinden biri. Oyun, bir işkenceci ile kurbanı arasındaki sorgulama sürecini merkeze alıyor. İşkenceci, Stan adlı sessiz ve tepkisiz bir karakteri konuşturmaya çalışırken, izleyiciyi şiddetin, iktidarın ve insan doğasının karanlık yönleriyle yüzleştiriyor. Fakat bu karakterler yer yer başka şeyleri de temsil ediyor — detaylarını Metafor Analizi bölümünde paylaştım.

Dıkşın, sadece bireysel bir sorgulama hikâyesi değil, aynı zamanda Batı merkezli uygarlık paradigmasının bir eleştirisi gibi geldi bana. Oyun, Batı’nın politik ve sosyal sistemlerindeki çürümüşlüğü ve ahlaki çöküntüyü temsil eden karakterler aracılığıyla, modern insanın varoluşsal krizini ve toplumsal çöküşünü sergiliyor.

Sahnelemede, sahne bir sirke dönüştürülmüş. Böylece izleyici de bu gösterinin bir parçası haline geliyor. Dekor ve kostüm tasarımları, oyunun atmosferini destekliyor. Karakterler iki soytarı kılığında izleyici karşısına çıkıyor. Bu estetik tercihler, oyunun metamodern yapısını yeniden yapılandırıyor ve izleyiciyi derinlemesine düşünmeye davet ediyor.

Dıkşın, şiddeti, iktidarı ve insan doğasının karanlık yönlerini sorgulayan; izleyiciyi rahatsız eden ama düşündüren bir tiyatro deneyimi sunuyor. Dili ve anlatımı ağır olsa da, oyuncuların ve yönetmenin yetenekleri oyunu izlenebilir kılıyor.

🔍 Metafor Analizi (Spoiler İçerir)

1. Stan ve “Monsieur” (Efendi): İçsel Çatışmanın Temsili
Stan ve Efendi karakterleri ilk bakışta işkenceci-kurban ilişkisiyle sahnede gibi görünse de, bana göre bu iki figür aslında aynı kişinin farklı yönlerini temsil ediyor. Yani bir noktada oyun, bireyin kendi içsel çatışmalarını ve kendisiyle yüzleşmesini metaforik olarak sahneye taşıyor.

2. Abel ve Kabil Miti
Oyunun başından sonuna kadar İncil’deki Abel ve Kabil hikâyesine göndermeler yapılıyor. Bazı sahnelerde İngilizce olarak seslendirilen ayetler, projeksiyonla Türkçeye çevrilerek yansıtılıyor. Habil ve Kabil olarak bizim kültürümüzce de bilinen bu mit; kardeşler arası kıskançlık, şiddet ve insan doğasındaki temel çatışmaları sorgulama fırsatı sunuyor.
Ancak bana göre oyunun sunduğu asıl sorulardan biri şu: Tanrı, Abel ve Kabil hikâyesinin sonunu en başından biliyorken, neden kardeşlerin birbirini kırmasına izin verdi?

Oyunun sonlarına doğru, Efendi karakterinin Stan’ı işlemediği ama işlemeye meyilli olduğu bir “günaha” inandırdığına tanıklık ediyoruz. Ardından, Tanrısal düzenin “günah-mübah” ilişkisi sorgulanıyor. Daha doğru bir ifadeyle: Seyirci bu sorgulamaya davet ediliyor.

3. Gösteri Toplumu Eleştirisi
Dıkşın: Büyük Şans sadece fiziksel bir eylemi değil, aynı zamanda gösteri toplumunu da eleştiriyor. Şiddetin ve acının gösteri nesnesine dönüştüğü bir dünyada, bireyin bu gösteriye nasıl dahil olduğu ve bundan nasıl etkilendiği sorgulanıyor.

🎯 Sonuç

Sağlam bir tiyatro izleyicisi için mükemmel bir oyun, şahane bir prodüksiyon ve muhteşem bir performans.
Bulduğunuz yerde izleyin, izlettirin!
Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Onur ve Mehmet’in başarılarının devamını diliyorum.

Sevgiler,
Göksel Aksel

EK: Oyun Künyesi 

Fotoğraf Kaynak: Biletinial 

Bir cevap yazın