Göksel’den Hashtag #KestanemizÇizildiMi
Çin Kestanesi Tehlikesi
Son günlerde sıkça konuşulur oldu Çin Kestanesi. Çin kestanesi zararlı mı? Neden Çin kestanesi satılıyor? Çin kestanesi nasıl anlaşılır? Neden Çin kestanesi piyasada? Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası ile ilgili sizlere kısa bir yazı hazırladım. Buyrun…
Giydiğimiz iç çamaşırına kadar (dona kadar desem bazılarınız kızabilir, o yüzden demedim) Çin malı etkisinin hayatımızın her zerresine işlediği çağımızda artık kestanemizi de Çin bıçağıyla çizmiş olmaları pek de şaşırtıcı olmasa gerek. Çin kestanesi denilen ürünün aslında hayvan yemi olarak üretildiği iddia ediliyor. Zararları hakkında çok net bilgiler yok ama araştırdığım kadarıyla içinde barındırdığı bazı maddeler nedeniyle mide bulantısı, ishal vs yapabiliyormuş. İşin garibi Çin kestanesi dedikleri şey de Türkiye’nin çoğu bölgesinde yetişen bir tür yabani kestaneymiş. İnsan tüketimi için uygun olmadığı söyleniyor olsa da bazıları 20-30 dk suda kaynatılırsa sorun olmaz gibi açıklamalar yapmışlar. Anladığım kadarıyla çiğ yenmesi zararlı olabiliyormuş. Çin kestanesini ayırt etmenin en iyi yolu pişerken köpürüyor olmasıymış. Peki neden Çin kestanesi piyasada dolaşıyor?
Değerli okurlar, tarım ve hayvancılığın hızla yok edildiği günümüz dünyasında ne yazık ki ülkece bizlerin de yerli üretimden uzaklaştığımızın farkındasınızdır (farkında değilseniz lütfen en kısa sürede aile hekiminize danışıp bir psikiyatra ya da nöroloğa sevk isteyiniz). Yerli üretimin teşvik edilmemesi, iklim değişikliklerine karşı yeterli önlem alınmaması, kültürel bozulmanın arz talep dengesini de bozması ve daha nicesi nedenden ötürü iç pazarda doğan açık ithal ürünlerle karşılanmaya çalışılıyor. İthalatın anlamsızca arttığının da farkındasınızdır umarım. Anlamsızca diyorum çünkü ülkemizde ithal sebze meyve fiyatlarının patates ve soğan fiyatını geçmiş olması sizce de anlamsız değil mi? Anadolu topraklarında ve ikliminde sebze meyvenin sınırsızca yetiştiriliyor ve halkımızın neredeyse bedavaya bunları tüketebiliyor olması gerekirdi. Aynı şekilde hayvancılığın, kırmızı ve beyaz etin, balığın, süt ve süt ürünlerinin halkımız tarafından bedavaya yakın değerde tüketilebiliyor olması gerekirdi. Sizce neden bu hale geldik? Bir düşünün bakalım.
Çok kısa ve öz bir önerim var; Köy Enstitüleri yeniden açılsın, tarım ve hayvancılık teşvik edilsin, magazin ve futbol kısıtlansın, klasik edebiyat, tiyatro ve klasik sanat dalları desteklensin, 10 seneye kalmadan hem tüm halkımız refaha kavuşur hem de dünyada lider konuma geliriz… (80 Milyonluk ikramiyeyi 1’er milyon olarak dağıtıp ülkemiz ekonomisini şahlandırmak isteyen Tuğba Özay’ı da anmış olalım, biraz da gülümseyelim)
Sonuç olarak yerli ve milli değerlere sahip çıkalım. Kendi kestanemizi kendimiz üretelim. Çin kestanesinden uzak duralım. Herkes kestanesine sahip çıksın, kimse kimsenin kestanesine dokunmasın!
Sevgiler, selamlar…
Göksel Aksel